Benzinci...

Aracın benzini azalmıştır,ama gerçek ve güçlü bir erkek için benzinin azalması yakıt göstergesinin 1/4 işaretinin altına düşmesi değildir..kırmızı ışık yanar,yinede ilk benzincide durulmaz, daha o araç gider..Kafada hesaplamalar başlar,aracım kilometrede şu kadar yakıyor rezerve depoda daha şu kadar benzin var,kırmızı yandı ben şu kadar yol aldım, o zaman Etiler'deki benzinciye kadar daha gidebilirim ne gerek var şimdi buradan benzin almaya...

Benzinciye varılır, pompaya yanaşılır..Araçtan inilir şöyle bir hava almak için ve pompacıya seslenilir... FULLE..Yakıt doldurulmaya başladığında erkeğin kutsal görevi başlar, pompanın doldurulan yakıt miktarı ve ödenecek para kısmında rakamlar hareketlenmeye başlar, işte o anda erkek dünyanın en önemli işini yapar gibi inanılmaz bir konsantrasyon ile dönen rakamları izlemeye başlar özellikle alınan litre kısmını...Bakar,bakar,bakar..rakamlar ilerler sona gelindikçe dahada konsantre olunur,çünkü beyninde o an aracın kaç litre alacağı ile ilgili kesin bir litre hesabı vardır.. mesela 47.8 litre gibi...Aşagı yukarıda araç zaten o kadar litre alır ve erkek tamamdır deyip aracına atlar ve yola koyulur...

Bu arada yolda trafik sıkışmışsa,hava biraz güneşli ise ve popüler bir caddede isek mutlaka sol cam açılır,güneş gözlüğümüz takılır,sol dirsekten kol arabanın penceresine yaslanılır ve yine sol elin orta parmağı ile işaret parmağı alt dudagı aralarına alacak sekılde yuze konur ve dünyanın en önemli meselesini düşünüyorum, yoldakıler ve çevremde olan biten ile ilgilenmiyorum havası verilerek insanların ilgisini çekmeye çalısılır ve tabi cam açık, radyoda ne dinlediğimiz duyulacağından dolayı türkçe poptan vazgeçilip,rock blues,underground.cazz...vs türü şeylere geçilir...